Başkan Recep Konuk, Belirsizliğe Noktayı Koydu, Yola Devam Dedi
Konuk, “Ben bu güne kadar çiftçimizin arzusu hilafına hiçbir şey yapmadım. Bugün de yapmayacağım ve eğer Genel Kurulda üretici ortaklarımız yine yük senin omuzlarında, derlerse emriniz başım üstüne diyeceğim”
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, bugün düzenlediği bir toplantıyla son günlerin tartışmalı konularına son noktayı koydu.
Başkan Recep Konuk, “Ben bu güne kadar çiftçimizin arzusu hilafına hiçbir şey yapmadım. Bugün de yapmayacağım ve eğer Genel Kurulda üretici ortaklarımız yine yük senin omuzlarında, derlerse emriniz başım üstüne diyeceğim” dedi.
YOĞUN KATILIM VARDI
AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk bugün bir toplantı düzenleyerek gündemdeki konulara açıklık getirdi. Yoğun katılımın olduğu toplantıya çok sayıda ilçe belediye başkanı, ziraat odalarının başkanları, muhtarlar ve çiftçilerle Konya Basının önde gelen isimleri katıldı.
26 Ağustos’ta Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinin seçimli Olağan Genel Kurulu öncesi Genel Kurul’a 10 gün kala, aday olmayacağını açıkladığını, bu kararının da gerekçelerini açık yüreklilikle ifade ettiğini, belirten Başkan Recep Konuk, “26 Ağustosta yapılacak genel kurul öncesinde biz bu kurumun yanında olacağız ama görev almayacağız demiştik. Bunun sebeplerini de kamuoyuyla paylaştık. Esasen o gün söylediklerimin bugün de yanındayım. Ogün yaptığımız açıklamada, bu kurumun biz olmadan da yürüyebileceğini, bizim bu sürece desteğimizin olacağını, sizlerle paylaştım.
El birliği ile akıl terletelim, kafa kafaya verelim bu kurumu sırtlayabilecek arkadaşlara emaneti teslim edelim dedim. İşin ehlini ararken de adamcılık, bölgecilik yapmadan helali haramı bilen, niteliğinden şüphe etmeyeceğimiz arkadaşlarımızı sadece ehil olup olmadığına bakarak aramızdan çıkaralım diye de hassasiyetimi belirttim. Aday olmama kararımı açıklarken bir diğer gerekçem de başka mesuliyetlerim sebebiyle 24 saatin tamamını kurum için vakfedememekti” şeklinde konuştu.
“BENİM İÇİN KAÇIYOR DİYENLER BİLE OLDU”
İnsanların birisinin koltuğu bırakmasına alışık olmadığını, onun için ben bırakacağım dediğinde arkasında bir çapanoğlu aradıklarını anlatan Başkan Konuk, konuşmasını aday olmama kararını açıklamasından sonra yaşananları özetleyerek başladı; Önce herkes bu kararın arkasında bir sebep aradı. Dedikodu kazanı çalkalandı. Akla hayale gelmeyecek senaryolar üretildi. Aslı astarı olmayan bilgilerle iftiralar bir birine karıştı.
Konya Şeker batıyor diyenler, Konya Şeker’i sözüm ona kurtarmak için tekeden süt çıkararak çiftçinin sahip olduğu bazı tesisleri satılığa çıkaran sat kurtulcular peydahlandı. Siyasette ikbal beklediğim için Konya Şeker’den ayrılma kararı aldığım fısıldandı. Konyaspor Başkanını ilgilendiren ve kendisinin de yalanladığı ve adli süreci devam eden bir olaydan yola çıkarak Konya’nın yüzlerinin değişeceği ahkâmları da kesildi.
Çiftçi Örgütleri, STK’lar, Konya’yı yönetme sorumluluğu taşıyanlar ve özellikle de çiftçi Konya Şeker’i, Recep Konuk’suz Konya Şeker’i de konuştu. Endişelenenler de, samimi gayret gösterenler de oldu.
Konya Şeker’in geleceği konuşulurken Konya Şeker’in son 18 yılında iyi kötü imzası olan bensiz ve benden gizli toplantıların yapılmasına üzülmedim ama bu toplantıları samimiyetsiz buldum. Pancar tarlasından telefona sarılıp arayan, sesini duyurmak için sosyal medya üzerinden bizi bırakma diyen üreticilerimizin samimiyeti ile duygulandım. Sesini duyurmak ve talebini yüzüme söylemek isteyen üretici kardeşlerim Konya Şeker Fabrikasına kadar gelerek eylem yaptılar.
Sonrasında Valilik, Kooperatifimizin Genel Kurulu’nu 16 Eylül’e erteledi.
Bu ertelemenin ardından Sayın Cumhurbaşkanımız şahsımı Ankara’ya çağırdı.
Bu görüşmeden 2 gün sonra Nişasta Bazlı Şekerlerin kotasının arttırılmaması yönünde karar yayınlandı. Sonrasında biliyorsunuz bayram telaşı ve coşkusunu yaşadık.
Bu arada nöbete talip olan arkadaşlarımız, kardeşlerimiz çıktı. Konya Pancar Ekicileri Kooperatifini nasıl yöneteceklerini ve Konya Şeker’in geleceği ile alakalı vizyonlarını kamuoyu ile paylaştılar. Hepsine, hepimiz minnettarız. Değerli fikirlerini öğrendik. Projelerini dinledik. Bu kurum mutlaka bu seçim arifesinde konuşulanlardan faydalanacaktır”
GENEL KURULU VALİLİK ERTELEDİ
“Yaşananlar bunlar, gerçekler de şunlardır” diyerek, bu süreçte gündemi meşgul eden konulara da açıklık getiren Başkan Konuk; “Önce Genel Kurul’un ertelenmesi kararından başlayalım. Bu benim veya yönetimimin tercihi değildir. Valiliğin verdiği bir karardır. Nokta. Bunun arkasında kurumun kaosa sürüklenme kaygısı var mıdır, yok mudur onu ben bilemem.
Kaçıyor, battı, batacak söylentileri için de şunu söyleyeceğim; ayıp. Hani bir söz vardır, kişi kendinden bilirmiş işi. Bu da bu hesap... Bu söylentiyi yayanlar emin olun zoru görünce kaçacak olanlar, kendine güvenmeyip kurumu batırırsak diye suçu atabilmek için zemin hazırlama ihtiyacı duyanlardır. Kimse şunu unutmasın bu kurumun kurtarıcıya da kurtarılmaya da ihtiyacı yok. Sadece düzgün ve dürüst yönetilmeye ihtiyacı var. Ben devraldığımda kurumun nerede olduğunu şimdi nerede olduğunu açık ve noktasına virgülüne dokunmadan açıkladım. Yapılan yatırımların tutarını, kurumun mali yükümlülüklerini ve bunun vadesini ifade ettim. Bunun çevrilebilir olduğunu izah ettim. Bunun dışında kurumun ne bir yükümlülüğü ne bir borcu ne de önünde bilinen, bilinmeyen bir zorluk yoktur. Kaçma meselesine gelince. Ben bu güne kadar düşmanıma ensemi göstermedim, bundan sonrada bu kuruma ve çiftçiye karşı hesabı olanlar benim gözlerimdeki kararlılıktan başka bir şeyi görmeyecek. Ben gelirken zora soyunup geldim. Birilerinin ayağına basa basa yürüdüm. Bir taraftan önümüze baktım, bir taraftan arkamızdan çevrilen işlerle, yanımızda yürüdüğünü zannettiklerimizden gelen dirsek darbeleriyle mücadele ettim. İtibar suikastı girişimlerinin hedefi haline geldim. Bir kere bile çiftçiye dönüp şikâyet etmedim. Öf demedim. Yoruldum demedim. Bu kavgaya değer mi diye düşünmedim. İçimizden dışımızdan hücum edildiğinde zerre geri adım atmadım. Bu kurumun ve çiftçinin kazanımlarına yönelik husumetler için cesaretle kendimi adres olarak gösterdim, derdinizi benle halledin dedim” şeklinde konuştu.
“BEN BU ORDUNUN TEK ASKERİ OLMAKTAN GOCUNMADIM, GOCUNMAM”
Konuşmasına, bir fıkra anlatarak devam eden Başkan Recep Konuk, “Komutan askerine sormuş. Düşman karşıdan geliyor ne yaparsın?
Asker cevap vermiş; silahımı doğrultur nişan alır ateş ederim komutanım demiş.
Komutan bu sefer de; düşman sağından geliyor ne yaparsın demiş, tüfeğimi doğrultur nişan alır ateş ederim komutanım demiş yine asker.
Komutan; peki, düşman kalabalık bu sefer solundan geliyor karşıdan ve sağdan gelenlere ateş ederken kurşunun da bitti şimdi ne yaparsın demiş.
Asker, süngü takar hücum ederim komutanım diye cevap vermiş biraz sıkılarak.
Komutan ısrarla sorularına devam etmiş, düşman bu sefer arkandan geliyor süngün de boğuşmaktan köreldi ne yaparsın demiş;
Asker, silahın dipçiğiyle vuruşurum komutanım demiş.
Komutan bu sefer de düşman havadan geliyor ne yaparsın diyerek sorularına devam etmiş.
Artık bunalan asker de komutanın sorusuna soruyla cevap vermiş, bu ordunun tek askeri ben miyim komutanım?” dedikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü; “Ben bu ordunun tek askeri olmaktan gocunmadım, gocunmam. Çünkü ben gelirken şunu bilerek geldim; ben cephede çarpışacağım ki cephenin gerisindekiler yani üreticiler tarlasında tapanında, bağında bahçesinde, ahırında ağılında işlerini huzur içinde yapabilecekler. Ben yine mevziimdeyim ve kaçacağımı, zora teslim olacağımı düşünenlere veya bunu umanlara kötü bir haberim var, ensemi yine göremeyeceksiniz.
Şimdi söyleyeceklerim konusunda aday olan arkadaşlarımı tenzih ederek söylediğimin altını kırmızı kalemle ve kalın kalın çizdiğimi belirtmek istiyorum. Aday olan arkadaşlarımın samimiyetinden eminim. Benim sözüm taşıdığımız davula dışarıdan tokmak vurmak isteyenleredir. Benim sözüm daha ben gitmeden kurumun tekeden süt sağarak yaptığı yatırımları işaret eden sat kurtulculara; kimlerin iştahını kabarttığınızın farkında mısınız? Çakallara davetiye çıkardığınızın farkında mısınız? Kendinize gelin. Çiftçinin geleceği sat kurtul ile değil kur kurtar ile kurtulur. Küçülerek büyünmez. Yani Konya Şeker gibi bir lokomotifin gücünü azaltarak, kurumu küçülterek, tarımsal üretimi büyütemezsiniz.
Hani Anadolu’da bir söz vardır; sahipsiz evin kapısı anahtarsız açılırmış. Bu evi kimse sahipsiz sanmasın. Kapıyı anahtarsız açmaya da kimse heves etmesin. Biz daha ölmedik bu haneyi sahipsiz bırakacak değiliz. Nokta
Bu süreç bir turnusol kağıdı işlevi de gördü. Yani herkesin rengini ortaya çıkardı, bu kurumla ilgili hesapları olanların hesabını da foyasını da açık etti, alenileştirdi. Çiftçinin aleyhine, o hesapları yapanlara da o hesaplara da müsaade etmeyiz. Kurumun geleceğiyle ilgili kimse kaygılanmasın.. Ben kurumdan ayrılmaya hazırım, benim sorunum yok, ama gördüm ki kurum da çiftçi de buna çok hazır değil. Ülkenin yönetimi buna çok hazır değil. Bunun için tekrar değerlendirdim. Yeni bir çıkış yolu bulacağız. Ben niyetimi söyledim ve bunun arkasındayım, buranın ben yokken de yürüdüğünü sağlığımda görmek istiyorum. Ama böyle yapacağız diye de, doğru olan bu diye de bu kurumu kurda kuşa yem etmeyiz.”
KONYA ŞEKER’İ HALEN 1990’LARIN KONYA ŞEKER’İ SANANLAR VAR
Siyasette ikbal beklediği için Konya Şeker’den ayrılma kararı verdiği yönündeki söylentilere de yanıt veren Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk; “Öncelikle şunun bilinmesini istiyorum, ben siyasete girerken bunun gerekçelerini anlattım. Makam mevki beklentisi ile de siyasete girmedim. Meclisin koridorlarına tarlanın toprağını bulaştırmak için siyasete girdiğimi, çiftçinin sesini Ankara’da duyurmak istediğim için aday olduğumu söyledim. Beni hepiniz tanıyorsunuz, çiftçi de tanıyor. Aptal biri sayılmam herhalde. Ben siyasete girerken hesabi değil hasbi davrandım. Hesap adamı olsam, seçildiğim gün Genel Kurul kararı alır, Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Pankobirlik hırkalarımı üstümden çıkarırdım. Bu emanet hırkalarını üstümde taşırken, yani koltuğumun altında iki karpuz varken üçüncü karpuzun sığmayacağını düşünemeyecek kadar hayalperest değilim herhalde. Bu söylentiyi üfleyenlere soruyorum, böyle bir kariyer planım olsa niye iki yıl bekleyeyim? 2 yıl önce bu görevlerden ayrılır, yeni görevlere hazırım derdim. Ama demedim. Ben zaten olmayan bireysel hesaplarını 18 yıl önce hiç yapılmamak üzere kapatmış biriyim. Ben şahsi kariyer hesabı yerine Konya Şeker’in ticari ve sınai kariyerinin hesabını yapıyor, kendi yükselişimden çok kurumun yükselişinden keyif alıyorum. Kaldı ki bu söylentiyi üfüren arkadaşlar, Konya Şeker’i halen 1990’ların Konya Şeker’i sanıyor. Beyler Konya Şeker’in bugün geldiği nokta ve onun kaptan koltuğu pek çok makam koltuğundan daha kıymetli. Bir dipnot bilgisi olarak söyleyeyim Konya Şeker’in konsolide cirosu 8 Milyar TL’nin üstünde. 10.000’in üzerinde çalışanı var. Yaklaşık 50.000 çiftçiden tarımsal ürün alıyor. Yani bu kurumun imkân ve kabiliyetleri pek çok bakanlığın imkân ve kabiliyetleri ile boy ölçüşecek seviyeye geldi. Yani eğer koltukların itibarını bir yana bırakıp mali yapılarının ağırlığını tartacak olursak Konya Şeker’deki koltuğun ağırlığı 2017 Bütçesine göre 11 Bakanlığın ağırlığından fazla. Bu kurumun 1 yıl içinde döndürdüğü mali büyüklük Tarım Bakanlığı’nın bütçesinin yarısından biraz az. Bu iddiayı üfürenlere söylemek istediğim şu Konya Şeker’in kaptan köşkünün ağırlığı ile ilgili bir bilginiz yok. Benim nöbeti devredeyim dediğim makam birçoklarının hayalini bile kuramadığı bir makam. Ancak siz de haklısınız. Türkiye’de alışmamışsınız koltuktan kendi isteği ile kalkana. O nedenle arkasında illa bir çapanoğlu arıyorsunuz. Açıkladığım o kararın arkasında ne bir hesap ne de bir çapanoğlu var. Hesapsız kitapsız dedim ki 18 yıl nöbet bendeydi, birine devredeyim. Ancak gördüm ki, bazıları Konya Şeker’deki koltuğun ağırlığının farkında değil. Kaldı ki ben hep söylüyorum, benim için Konya Şeker’in kapısında çul olmak tacın üstünde pul olmaktan daha kıymetlidir” dedi.
BÖLGECİLİĞE MÜSAADE EDEMEYİZ
“Gelelim Konya’nın yüzleri değişiyor ahkâmına” diyerek Konyaspor’da yaşanan tartışmalara da değinen Başkan Recep Konuk, “Konyaspor’un seçilmiş başkanı talihsiz bir suçlamaya maruz kaldı. Konuyla ilgili tam süreç nedir benim bir bilgim yok.” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte en çok üzüldüğü konunun Konya Şeker’i teslim edebilecek bir heyet konusunda uzlaşma arayışındaki eksiklik olduğunu da belirten Başkan Konuk konuşmasında; “Başta da söylediğim gibi aday olan arkadaşlarıma saygım sonsuz. Hepsini de cesaretleri ve yükü omuzlama konusundaki heyecanları nedeniyle kutluyorum. Ancak Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olmuş, Konya çiftçisi kadar Konya ekonomisi ve ülke çiftçisini de şu veya bu şekilde etkileyen bir kurumda uzlaşma ve ehliyet arayışı yerine ortak akılda buluşmak yerine, her ortaya çıkanın benim ismim üzerinde uzlaşılsın tavrını çok doğru bulmadım. Bölgecilik ve adamcılık konusunda samimi ikazlarıma rağmen bu hastalığın maalesef hemen açılan yaradan bünyeye sirayet ettiğini gördüm. O hastalığın bu bünyeye girmesine ne ben ne de çiftçi müsaade etmez, edemeyiz. Nokta” dedi.
AKIL SONRADAN AH ÇEKMEK İÇİN DEĞİL DÜŞÜNÜP TEDBİR ALMAK İÇİNDİR
“Genel Kurul’da aday olmama kararımı Sayın Başbakan’a arz ettiğimi ilk açıklamamda ifade ettim. Bazıları bu nezaketi benim izin almam gibi takdim etmeye çalıştı” diyerek konuşmasını sürdüren AK Parti Karaman Milletvekili Recep Konuk, “Arkadaşlar duysun, Konya’daki on binlerce üreticinin ekonomik organizasyonundan bahsediyoruz, bu kurumun diğer hissedar kooperatifleri de katarsanız yüz binlerce ortağı var ve Türkiye’yi yönetenlerin bu kurumda bir değişim olacaksa bunu bilmek hakkı. Kaldı ki, ben iktidar partisinin milletvekiliyim ve on binlerce çiftçiyi doğrudan etkileyecek bir kararı siyasi iradenin birinci ağızdan duyması hem nezaket kuralları açısından şarttır hem de sonradan keşke dememek için zaruridir. Bunu Sayın Başbakanla niye konuştun demek, kız veya oğlan babasının boşanmayı komşulardan duymasından farksızdır. Bu görüşmede sağ olsun Sayın Başbakanımızın ilk ve tek kaygısı Konya Şeker’in geleceği oldu. Kurum bu kararın sonuçlarına katlanamayacaksa, bu değişim sancısız olmayacaksa maceraya girmemek gerektiği konusunda uyarılarını yaptı.
Genel Kurulumuzun ertelenmesinin akabinde yoğun temposuna rağmen Sayın Cumhurbaşkanımız Ankara’ya çağırdılar. Çiftçinin markası ve yatırımları konusunda hassasiyetlerini hatırlattılar. Eğer ola ki, bu değişim nedeniyle Konya Şeker’de işler ters giderse bunun vebali konusunda ikazlarını yaptılar. Riskleri sordular. Kurumsal olarak bu riskleri sıfırlayacak tedbirleri yasal altyapı dâhil hazırlamadan yaşanacak bir değişimin daha önce ülkemizde başarılarıyla bir döneme damga vurmuş kooperatiflerin akıbetine sebebiyet verebileceği konusunda ikazlarını yaptılar ve bu uyarılar çerçevesinde kararımı gözden geçirmem talimatını verdiler.
Hazreti Mevlana diyor ki, akıl sonradan ah çekmek için değil düşünüp tedbir almak içindir. Ben düşünmekle kalmadım. Konuştum. Danıştım. Dinledim. Özellikle üretici kardeşlerim başta olmak üzere bu kurumla ilgili samimi bir duruş sergileyen herkesin haklı kaygılarını, endişelerini, isteklerini, ikazlarını bir kefeye, kendi kararımı ve bu karardaki samimi niyeti yani yaşarken bu kurumun bensiz de yürüdüğünü görme arzumu bir kefeye koydum. Zaman problemini hiç düşünmedim. Onun için kişisel konforumdan da kişisel kariyerimden de zaten fedakârlık etme konusunda bir problemim hiç olmadı” dedi.
HAYATIMI ÇİFTÇİNİN EKMEĞİNİ BÜYÜTMEYE VAKFETTİM
Niye tekrar aday olma kararı aldığını da ifade eden AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, konuşmasını şöyle tamamladı; “Terazinin bir tarafının diğer tarafa ağır basmasını sağlayan ise şu oldu; ismini verebilirim ama vermeyeyim, Seydişehir’den bir kardeşim telefon etti, tarla kiralamıştım önümüzdeki yıl için patates ekecektim, parasının bir kısmını da ödemiştim sen gidersen ektirmezler, patates elde kalır diye icardan vaz geçtim, mutlu musun Başkan diye sitem etti.
Yine ismini verebilirim ama vermeyeceğim. Altınekin’den bir üretici kardeşim tarlada işler büyüyecek diye traktörünü büyütme kararı almış traktörünü değiştirmiş, borçlanmış, taksitlerinin birkaçını da ödemiş. Traktörüyle fabrikanın kapısına dayandı. Ben şimdi bunu ne yapacağım diye sordu.
Yine ismini verebilirim ama vermeyeceğim. Çumra’dan beli iki büklüm 70’lerini geçmiş bir amcamız geldi. Sen gidersen hanemiz yine viran olur diye gözyaşı döktü.
Daha onlarca örnek sayabilirim. Hayatını çiftçinin ekmeğini büyütmeye vakfetmiş biri olarak ben traktörünü büyüten kardeşimin de, daha çok üretmek için tarla kiralayan hemşehrimin de sorularına verecek cevap bulamadım ter bastı o terler kefenin bir tarafına aktı. Konya Şeker’in kuruluşundan bugüne kadar bütün tarihine şahitlik etmiş yorgun gözlerden damlayan gözyaşları da o kefede birikti ve terazinin diğer tarafı yani bana müsaade dememe rağmen müsaade yok diyenlerin tarafı ağır bastı.
Gördüm ki, bana bu kurumu yönetme konusunda rıza gösterenler veda konusunda rıza göstermediler. Bu rızayı göstermeyenlerin sayısı kaçtır bilmiyorum. Ama ben nasıl yönetirken oyunu alamadıklarımın bile rızasını aldıysam, almak için çaba gösterdiysem, bırakırken de bir kişi bile rıza göstermiyorsa bunu önemserim. Onun, onların talebini duymazdan gelemezdim. Ben bu güne kadar çiftçimizin arzusu hilafına hiçbir şey yapmadım. Bugün de yapmayacağım ve eğer Genel Kurul’da üretici ortaklarımız yine yük senin omuzlarında, derlerse emriniz başım üstüne diyeceğim.”
AYÇİÇEĞİ KONUSUNDA ENDİŞEYE MAHAL YOK
Başkan Recep Konuk programın sonunda ayçiçeği fiyatlarındaki belirsizliğe de değinerek, şunları söyledi; “Çiftçilerimizin ayçiçeği fiyatları ile ilgili olarak endişelenmelerine gerek yok. Bu konudaki çalışmalarımız sürüyor, endişeye mahal yok, ayçiçeği alımlarımız tesislerimizde devam ediyor, çiftçiyi biz kesinlikle mağdur etmeyiz. Üreticilerimiz şundan emin olsunlar ki ayçiçeği fiyatları geçen yılki rakamların altında olmayacak. Biz her zaman üreticimizin yanındayız, bu konuda da üreticilerimizi üzecek, onların beklentilerini boşa çıkaracak hiçbir hesabın yanında da yer almayız. Üreticilerimiz açıklanan fiyatlara değil, eline geçecek paraya bakmalıdır, sadece biraz sabırlı olmanızı rica ediyorum, bu sabrın sonu çiftçinin hayrına olacaktır.”