Haberler
Recep Konuk; Birbirimize Omuz Vurarak Değil, Omuz Vererek Büyüyeceğiz
Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin Genel Kurulu, Mali Genel Kurul olmasına rağmen binlerce üreticinin katılımıyla yapıldı.


Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 63’üncü Olağan Mali Genel Kurulu binlerce çiftçinin katılımıyla Konya Şeker’in şeker ambarında gerçekleştirildi. Mevsim normallerinin üstünde seyreden sıcağa ve Olağan Mali Genel olmasına rağmen binlerce üreticinin katıldığı Genel Kurul da gündem maddelerinin tümü oybirliğiyle kabul edilirken, toplantıya üreticilerin yanı sıra, çok sayıda Belediye Başkanı ve Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri katıldı.

Kooperatifin mali tablolarının değerlendirildiği toplantıda çarpıcı büyüme rakamları dikkat çekerken, yönetim ve denetim kurulları ile hesaplar oybirliğiyle ibra edildi. Genel Kurulun kapanışında kürsüye çıkan Recep Konuk, daha önceki Genel Kurullara, Pankobirlik Yönetim Kurulu ünvanını da taşıdığını hatırlatarak “Biliyorsunuz, seçimlerden önce Yüksek Seçim Kurulu’nun almış olduğu karar gereğince Milletvekili adayı olmak için bu görevimizden çekilmek durumunda kalmıştık. Ancak, seçimlerden sonra beklenmedik bir gelişme oldu. YSK seçimlerden önce aldığı Pankobirlik Yönetim Kurulu üyeliği veya başkanlığı görevlerinden istifa etmedikçe aday olamaz kararını, Temmuz ayı sonunda aldığı yeni bir kararla değiştirdi ve Pankobirlik Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın ve üyeliğinin seçimlerde aday olmak için istifa etmesine gerek olmadığına karar verdi. Bu salondaki bir çok arkadaşımızın Ankara’da bir mevzimi kaybettik acaba endişesi de ortadan kalkmış oldu” dedi.



Sosyal Medya’da Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi ve ailesinin en büyük kooperatif markası için yazılan ilginç mesajları üretici ile paylaşan Recep Konuk konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Ağaçlar için edilen duaların, teşekkürlerin haddi hesabı yok. reklama girmesin diye ürettiğiniz ürünler için yapılan övgülerden bahsetmiyorum bile, ancak bir tanesine değinmem lazım; İsmail Çelik nereden yazmış Florida, Amerika. Florida’da bir üniversitede okuyormuş. Facebook’tan bir resim paylaşmış bizim kremalı bisküvi, paylaşırken de “ülkemde üretilen bisküviyi Amerika’da yemek paha biçilemez” yazmış. Her gün yüzlerce mesaj atılıyor sizin için. Bu kooperatif artık sadece bizim değil, Türkiye’nin oldu ve adını bilmediğimiz, yolu bir kez bile Konya’ya düşmemiş, belki tarlanın tozunu teneffüs etmemiş, ayağı köy yolunda çamura değmemiş, binlerce insan bu şeker ambarında planlanan işler için en az sizin kadar heyecanlanıyor, buranın başına bir iş gelmemesi için bizden daha çok dua ediyor. Dahası da var. Bu ambardan çıkan hikâye gençlere ilham kaynağı oluyor. Twitterdaki ismi Mami. Gerçek ismi ne bilmiyoruz. İstanbul Küçükçekmeceliymiş. Profiline öyle yazmış. Kız arkadaşına sevgisini anlatmak için sizden, bizden ilham almış. Demiş ki; “her şeyin yerlisini yapmaya çalışan Torku gibi sevdim seni be….” Bu kardeşimiz bu mesajına ne cevap aldı bilmiyoruz ama bu mesaj çok şey ifade ediyor. Her şeyin yerlisini yapmaya çalışan bir Torku var ve sizin bu gayretiniz için duacı olan on binlerce insan var.”
Kooperatiflerin dürüst, şeffaf, doğru ve katılımcı bir irade ile yönetildiğinde neleri başarabileceğinin ispatının Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi olduğunu ifade eden  Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, 2014 yılının Ekim ayında Milliyet Gazetesi’nde çıkan bir haberi kaynak göstererek 5 bin ortaklı FloraHolland Kooperatifinin Hollanda’daki üretici ortakları için Türkiye’de gösterdiği iş geliştirme çabasını, Konya Kooperatifinin de hem Türkiye’nin her tarafında, hem de dünyanın pek çok yerinde Konya çiftçisi için sergilediğini söyledi.



Konuk; Antalya’nın ülkemizdeki en önemli kesme çiçek üretim merkezlerinden biri olduğunu belirterek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü;

“FloaraHolland’ın Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretindeki muradı ne? İş birliğini ve ticareti geliştirmek. “FloraHolland” dediğimiz ve Antalya üzerinden Türkiye ile yaptığı işi geliştirmek isteyen şirket tıpkı bizim gibi bir çiftçi kooperatifi. 5.000 çiftçinin ortak olduğu bir kooperatif. Kooperatifi 1911 Yılında kurmuşlar. Kesme çiçekle işe başlamışlar, şimdi kesme çiçek de üretiyorlar,  ancak bunun yanına çiçek soğanı, çiçek fidesini de eklemişler. Süs bitkileri ve çiçekle ilgili inovatif çalışmalar yapıyorlar, tür bile geliştiriyorlar. Üretim yaptıkları sera alanının büyüklüğü 2 Milyon 600 Bin Metre Kare. Yani, 2 Bin 600 Dekar. Hollanda’ya giden turistlerin çoğu bu seraları görmeden dönmüyor, hatta bu seralar için birçok ülkeden turlar düzenleniyor.

Peki, bu 5.000 Hollandalı çiftçinin sadece çiçek işinden bir yılda elde ettiği ciro ne kadar? 4,5 Milyar Euro. Dolar hesabı yaparsak 5 Milyar Doların üzerinde. Yani, çiftçi başına 1 Milyon Dolarlık iş yapıyorlar. Pazarlama ve satış şirketlerinde 3.000 kişi çalıştırıyorlar. Türkiye’nin çiçek ihracatının 60 katından fazla ciro yapan bu kooperatif sadece çiçek işinden üstelik de 2.600 Dekarlık bir alanda yani, Konya’da üç-dört çiftçinin arazisi kadar bir araziden Türkiye’nin toplam tarım cirosunun 12’de biri kadar bir gelir elde ediyorlar. Sadece üretmiyorlar, dünyanın birçok yerinde üretim de yaptırıyorlar. Onlar soğanını geliştiriyor, gönderiyor, bizim gibi ülkeler de ürettiriyorlar.
Bunu şunun için anlattım; bizim çiftçimiz belki onlardan daha çok çalışıyor, daha çok terliyor, daha çok emek sarf ediyor. Ancak onlar kadar kazanamıyor. Niye? Çünkü Antalya’ya kadar gelip onların ticaretini geliştirecek adamları var. Bunu becerebildikleri organizasyonları var. Nasıl yapmışlar? Bir araya gelip kurdukları kooperatifle yapmışlar. Tıpkı bizim gibi. Bizim yapmaya çalıştığımız gibi.”


 
Onlar 5 Bin kişi. Biz 55 Bin kişiyiz.

“Onların tek işi çiçek” diyen Konuk, “Bizim Kooperatifimizde 10’larca kalem işimiz var. Bu topraklarda 10’larca kalem üretebileceğimiz ürün var. Onlar bir yılda 5 Milyar Dolar ciro yapabiliyorsa, bu topraklar birbirine omuz vurmak yerine, omuz verince onların kat be kat fazlasını yapabilir. Bizim, burada, kooperatifimizde de yapmak istediğimiz budur. Ben size 15 yıl öncesini anlatmayacağım. Hepiniz zaten biliyorsunuz. Eldeki tek fabrika her yıl buluştuğumuz şeker ambarının da bulunduğu bu fabrikadan ibaretti. Tek üretebildiğimiz pancar şekeri, sizden alabildiğimiz tek ürün de şeker pancarı idi. Allah’a şükür bugün şeker pancarının yanına patates de eklendi, mısır da eklendi, arpa da eklendi, ayçiçeği de eklendi. Besiye de süte de müdahil olmaya başladık. Bunlar yeter mi? Yetmez. Daha çoğu olacak. Daha çok ürüne burada teminat olacağız. Daha çok ürüne sahip çıkacağız” dedi.


 
Duvarda adı yazılı fabrikalar düzeni değiştirdi,Kolay para kazananların tekerine çomak soktu

Geçenlerde bir gazetede yayınlanan 3’üncü sayfa haberine değinen ve kredi alarak hayvancılıkla uğraşan Bayburtlu bir köylünün dolandırılma hikâyesini anlatan Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, şunları söyledi;

“ Bunun gibi onlarcasını siz de biliyorsunuzdur. Sadece hayvancının mı derdi dolandırılmak? Yo. Sağlam alıcı yoksa buğdayda da, havuçta da, patateste de, mısırda da hepsinde aynı dert var. Hadi işi dolandırıcılık olanlara yakayı kaptırmadın bu sefer de piyasa denilen, adı dolandırıcılık olmayan bir üç kâğıt düzeni var. Ne hikmetse her hasatta ürün fazlası nedeniyle bu sene fiyatlar düşük nakaratını üretici ile muhatap eden bir düzen. Bunu nasıl aşacaksınız? Size ait Et-Süt Entegre Tesisi, Yem Fabrikası, Patates Üretim Tesisi, Unlu Mamuller Tesisi, Yağ Fabrikası olmazsa bu düzeni nasıl değiştireceksiniz? Bakın isimleri bu duvarda sıralı bu fabrikalar, bu düzeni değiştiren fabrikalardır. Bu fabrikalar bazılarının çiftçi üzerinden kurduğu düzeni bozan, kolay para kazananların tekerine çomak sokan fabrikalardır.”


 
Markamız pazarlarda büyüdükçe çiftçinin geliri de büyüyecek

“Son 16 yıldır bu kooperatifin gündemi değişti. Pancardan başka gündemi olmayan bu kooperatif tarımla ilgili her şeyi konuşuyor artık” diyen Konuk, “Başkalarının neler yaptığını, neleri başardığını konuşmayı, başkalarına ait destanları anlatmayı veya yurt dışında gördüklerimize övgü düzmeyi bırakalı çok oldu. Bu kurum artık bilanço rakamlarından, kişilerden çok geleceği konuşuyor yeni yatırımları, yeni üretim kalemlerini konuşuyor. Konuşmakla kalmıyor derde derman üretiyor” diye konuştu.
Konuk, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Ne yapmış Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi? Laf üreteceğine çare üretmiş. Sulama boruları pahalı diye yakınmak yerine, nasıl ucuzlatırız diye akıl terletmiş, Panplastı kurmuş. O fabrika kurulduğu için bugün hala yağmurlama borusu 2007 fiyatlarının gerisinde. Hammadde fiyatı 2007’de 1.398 Dolarmış bugün 1.540 Dolar. Hammaddeye 142 Dolar zam gelmesine rağmen ürün fiyatı 2007’nin altında kalmış. Bu aradaki fark, üreticinin cebinde kalan paradır.

Sulama borusunda yaptığımızı, yemde de yaptık, gübrede de, tohumda da, zirai ilaçta da. Hem piyasanın yükselmesini frenledik, hem de kooperatif mağazalarımızdan piyasa fiyatlarının altında satış yaptık. Bir başka şey daha yaptık; avans desteğiyle sizin üretmek için finansmana harcadığınız veya harcayacağınız bedeli düşürdük. Mesela, 2014 yılında Konya Şeker, yaklaşık 111 Milyon Lira nakdi avans ödemesi yaptı. Hepiniz biliyorsunuz paranın bir maliyeti var. Bu miktarda bir parayı üretici Ziraat Bankası’ndan kredi olarak kullansaydı bu paraya toplamda ödeyeceği faiz 11,2 Milyon Liranın üzerinde olacaktı. Yani, pancar parasını alıp bankaya borcu kapatmaya gittiğinizde fazladan 11,2 Milyon Lirayı Konyalı üretici ödeyecekti. Ceptekini korumak yeter mi? O da yetmez.



Size yine basit bir örnek vereceğim; Türkiye’de Konya Şeker dışında diğer fabrikalarca pancara 2014’te ton başına ödenen ortalama bedel, polar farkı, temiz pancar, fabrika teslim primleri ve benzerleri dâhil 154 Lira oldu. Konya Şeker’in ton başına ortalama ödemesi ise, 187 Lirayı buldu. Konya geçtiğimiz yıl 3 Milyon 066 Bin Ton A Kotası pancar üretti. Bu pancar için Konya Şeker, yaklaşık 573 Milyon Lira para ödedi. Eğer sizin aynı miktar pancarınız ülke ortalamasından satılsaydı toplamda Konyalının cebine girecek para 472 Milyon Lira olacaktı. Yani, tüm pancar üreticisinin sadece geçtiğimiz kampanya döneminde Türkiye ortalamasına göre fazladan eline geçen para 101 Milyon Lira civarındadır. Daha başka bir deyişle, Türkiye’nin herhangi bir yerindeki üretici aynı miktar pancardan 8.235 Lira kazanırken, siz 10.000 Lira kazandınız. Yani, her 10.000 Lirada 1.765 Lira ilâve para girdi Konyalı üreticinin cebine.

2000’li Yılların başında bu kurum sizin sadece şeker pancarınızı alabiliyordu. Bugün sizin ürettiğiniz patatesi, ayçiçeğini, kanolayı, mısırı, arpayı, sütü, besiyi de alabiliyor. Bakın, 2001 Yılında bizim size ödediğimiz toplam ürün bedeli 72,6 Milyon $’dı. Rakamı dolar olarak vermemin sebebi kıyaslama imkânı vermesi açısındandır. 2013-2014 kampanya döneminde şeker pancarı için yaptığımız ödeme 300 Milyon Doların üzerinde ve patates, ayçiçeği, arpa, mısır, kanola, süt ve besi dâhil edildiğinde 2014 Yılında bizim üreticiye ödediğimiz tarımsal girdi bedeli toplamda 462 Milyon Dolar civarındadır.

Bu rakamlar daha da büyüyecek. Büyümek zorunda. Büyütmek zorundayız. Nasıl olacak bu? Hani o örnek verdiğim FloraHolland Kooperatifi’nin çalıştırdığı adamlar nasıl Antalya’da Rotterdam’daki çiftçinin işini büyütmek için çalışıyorsa, Dedemoğlu’ndaki, Yarma’daki, Ağabeyli’deki, Günyüzü’ndeki, İncesu’daki, Karacaören’deki, Bayındır’daki, Sadıkhacı’daki, Akıncılar’daki, Dedeler’deki, Boğazören’deki, Acıkuyu’daki, Alemdar’daki, Böğrüdelik’teki çiftçinin işini büyütmek için bizim de çalıştırdıklarımız Antalya’da, İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da çalışıyor. Buralar yeter mi? Yetmez. Konyalının işi Rotterdam’da da büyüyecek, Londra’da da büyüyecek, Berlin’de de büyüyecek. Oradan, oralardan kazandıklarımızla büyüyecek.”


 
Tarlanın bakış açısını Ankara’ya taşımak için siyasetteyim

Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Recep Konuk, üreticilere hitaben yaptığı konuşmasının son bölümünde ise çiftçinin gündemini Ankara’ya taşımanın kendisinin siyasetteki varlık sebebi olduğunu söyledi. Tarım sektörünün daha da üretken hale gelmesi için tarladan bir bakış açısına ülkemizin ihtiyacı olduğunu vurgulayan Konuk, hem kooperatifte, hem tarımsal sanayide hem de bizatihi üretici vasfıyla biriken tecrübelerini  yasama faaliyetlerine aktarmak için Meclis’te olduğunu ifade etti. Konuşmasında örnek olarak tarımsal üretim kooperatifleri ve devasa boyutlara ulaşmış kooperatif işletmeleri ile konut kooperatiflerinin aynı mevzuata tabi olduğunu anlatan Recep Konuk, “Üreticinin halini üretimden gelenler anlar. Pancar römorkunun altında sıra bekleyenler, sabahın köründe römorkunu boşaltmak için kavgaya tutuşanlar, bir ürün daha fazla üretmek için uykusundan feragat edenler, acaba bir hastalık mı olur diye gece düşüne tarlası girenlerden biri olarak ben oradayım. İşin aslı parlamentoya, bu salondaki ve bu salondakiler gibi tarlada tapanda olanlar girdi. Uygulamanın içinden gelen birileri artık mevzuatın hazırlandığı mutfakta olacak, yani hem ülkemiz, hem çiftçi zaman kazanacak” diye konuştu.